Günün iki önemli haberi var ilki Bugün İpek ile Erdem'in doğum günü ve kalabalık bir parti olacak akşam.Biz Erenle doğum günü kutlamasını unutup igudesman konseri için planlar yaptık ama sağolsun teyzemiz izin verdi bize konser saatine kadar doğumgünü kutlamalarına katılıp oradan da konsere gittik.
Crr deki konserlere hep gitmek istemişimdir ama nasip bu akşamaymış.Sağolasın Abidin.Eğlenceliydi de konser ancak Eren istediği sahneyi çalmadılar diye çok mızıldandı hatta konserin sonunda başladı ağlamaya.Etraftakilerde yazık çocuğa ne kadar beğenmiş bitti diye ağlıyor herhalde diye düşünmüşlerdir ne bilsinler bizim keçinin derdi başka.


Eren güne dürüm yemek istediğini belirterek başladı rüyasında gördü sanırım.Biz de aile meclisini toplayıp önce parka gidip frizbi oynamaya sonrasında da dürüm yemeye karar verdik.
Frizbi nerede çocuklar peşinde
Dürüm nerede midede:)


Kızkardeşimin liseden arkadaşları ile Galata Kulesine gideceklerini duyunca İstanbulda olup da daha önce hiç gitmemiş olmanın utancı ile 'Ben de geleceğim sizinle' dedim.Sabah 8,30 da durakta buluşmak üzere sözleştik.
Bizim Bera her sabah 8 dedimi kalkardı ama bugün erken çıkmamız lazım ya kalkmadı bir türlü.Ben de cebren ve ile hile ile kaldırdım onu yataktan.
'Kalk bak seninle Galata Kulesine gideceğiz çok eğleneceğiz.'dedim
Otobüs durağında teyzesi ile buluştuk ve teyzesi ona 'Nereye gidiyorsun?' diye sorunca uyku sersemi beni nasıl dinlediyse'tatlı kuleye gidiyorum' dedi
Karaköyde indik otobüsten ve arkadaşlarla buluşup yürüdük kuleye kadar hava güneşliydi yolda gördüğümüz mağazaların vitrinlerine baka baka ilerledik ve bir vitrinde ipekböceği kozaları gördük:Bizim çılgınlardan biri hemen içeri girdi ve çocuklarına götürmek için bir tane koza aldı Bera da sayesinde bir ipek böceği kozasını yakından görmüş oldu.


Kuleye gelince iyi bir haber aldık giriş ücreti 10 liradan 5 liraya düşürülmüş biletlerimizi alıp asansörele çıktık kuleye.Muazzam bir manzara var ama kalabalıktan zor yürüyerek zarzor fotoğraf çekerek tamamladık turumuzu.Dikkatimi çeken etraf apartmanlardaki çatı katı ve balkon düzenlemeleriydi.Sanırım yabancılar satın almış ve güzelce restore etmiş oturuyorlardı İstanbulun en güzel semtlerinden birinde.


Oradan çıkıp yakınlardaki Mevlevihaneyi gezme girişimlerimiz restorasyon çalışması nedeni ile sonuçsuz kaldı.Biz de Bera ile gruptan ayrılıp İstiklal Caddesi turumuza başladık kahvaltımızı ettik.Meydandaki kuşlarla oynadık.


Yorgun argın otobüsümüze bindiğimiz de Bera uyudu ve durakta inmek için uyandırmaya çaışırken sert sert 'Anne yaaa sen de bugün beni birahat bırakmadın ki uyuayım'diye çıkışmaları eşliğinde indik otobüsten.
Havaların ısınması ile yapmayı düşündüğümüz gezilerin ilki böylece sonuçlanmış oldu.Diğer gezilerimizde abimiz ve kuzenlerimiz de yanımızda olur inşallah.