Frambuaz geç bulup çabuk alıştığım bir meyve pastaların üzerinde olurdu ama ben ekşi olduğu için hep ayırırdım ve yemezdim Ilgazda annemle Eren toplayıp getirmişti o zaman da tadına bakmak istemedim ekşi ekşi ağzımın tadını bozar dedim ama kokusu muhteşemdi çocuklar yumulup üçer beşer götürünce hele benim gibi ekşiyle arası olmayan Beranın  kimseye kaptırmadan sessiz sessiz yediğini görünce hele o koku o koku dedim açılın biraz da ben öleyim dedim ve ancak 2 tane kapabildim ama daha yeryemez Allahım sana geliyorum dedim bu ne güzel bir tad bu ne güzel bir rayiha yıllardır bizim yediklerimiz neydi acaba.İstanbula döndükten sonra bazı sosyetik smt pazarlarında rastlayıp aldım ve onları reçele dönüştürdüm sonrasında pazarlardan da kalkınca donudurulmuşlarından aldım ama onlar çok ekşiydiler  şekerle pişirip pastalarda sos olarak kullandım hem böylece ekşilikleri de kayboluyordu.Limonata tarifine de internette gezereken  burada  rastladım  ve biraz ölçülerle oynayarak hemen denedim yapımı çok kolay ve hazır meyve sularına iyi bir altrnatif oldu oldukça konsantre bir tarif bu tariften yaklaşık 4 litre limonata elde ettim tabi herzamanki gibi ölçülerle oynayıp damak tadınıza göre değişikler yapabilirsiniz işte tarif

    
  Malzemeler:  
   250 gr. frambuaz
   1.5 su bardağı şeker
   4-5 adet limon
   su
  Yapılışı:
  *Frambuazı ve şekeri küçük bir tencereye koyup frambuazlar yumuşayıncaya kadar pişirin ocaktan indirip     püre yapıcınızla karışımı iyice ezin ve soğumaya bırakın.
  *Limonların suyunu sıkın ve frambuazla karıştırın.
  *Damak zevkinize göre sulandırın buzdolabına kaldırın ve soğuk servis yapın.
  *Dilerseniz yarım limonun kabuğunu da bayazlarına fazla gelmeden rendeleyip içine atarak daha yoğun bir      tad  elde edebilirsiniz.         
Bloglarda son zamanlarda sıkça rastladığım pudingli kek denenecekler listemdeydi okuldan gelince kek soran haylazlar için deneyeyim dedim hem karyağıyor hem kursu asmışım yapmasam ayıp olurdu bizimkilere iyiki de yapmışım okuldan dönen öfff anne ne yaptın ne güzel kokuyor dedi ve şapurşupur yediler hemen.Hatta Bera tabaktaki pudra şekeri ile başladı işe.

Pudingli Kek
Malzemler
  • 3 adet  yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı süt
  • 1/2 su bardağı sıvıyağ
  • 2  su bardağı un
  • 1 paket kakaolu puding ben bunu kullandım siz dilediğiniz aromalı pudingi kullanabilirsiniz
  • 1 paket kabartmatozu 
 Yapılışı
  • Yumurtaları derin bir kaba kırdıktan sonra şeker de eklenerek mikserle iyice çırpılır.
  • Daha sonra sıvı yağ,süt ve pudingi ilave ederek bir süre daha çırpıyoruz 
  • Elenmiş unu ve kabartma tozunu ilave ettikten sonra biraz daha çırpıp yağlanmış kalıba dökülür.
  • 175 derece fırında pişirilir. 

 Kurs Hocamız Gülten Hanım ve birkaç arkadaşla sabah erkenden buluşup aylardır gitmek istediğim ama birtürlü fırsat bulamadığım Tekstil Sanatları Derneğine gittik bugün.İsmek Genel Sergisinde sergilenmek üzere yapacağımız projeler için kumaş almak istiyorduk.Biz kırkyamacılar için bulunmaz birhazineydi bu mekan kapıdan içeri girer girmez şekerci dükkanındaki çocuklar gibi raftan rafa septten sepete geçitik bu ne güzelmiş bu nefismiş diyerek.


Zaman zaman yabancı sitelerde gördüğüm ve ülkemiz tekstilcilerine selamlarımı göndermeme sebep olan o güzelim kumaşlar işte buradaydılar ve ben onlara dokunabiliyordum şöyle alsam şunlardan toptop sersem atölyemin yerlerine yuvarlansam aralarında diyordum hatta o anı gözümde canlandırmış mest şekilde etrafımı seyrediyordum ki 16$ sözü ile kendime geldim meğer bu güzelliklerin değeri bukadarmış evet bu kumaşların metre fiyatı buymuş TL olarak ne kadar dediğimizde satıcı bayan bir saniye kuru alayım dedi ve bir telefonla kurun da 1,6 lira olduğunu öğrendi ve anladık ki kumaşlarımızın metresi 25,6 TL ediyor ben de canım biz buraya proje için kumaş almaya geldik ne alemi var metre metre kumaş almanın diyerek yuvarlanma hayallerimi bir sonraki bahara bıraktım.Kullanmayı düşündüğümüz kumaşları seçtik ve kendi çapımızda küçük birer servet bırakarak mutlu mesut ayrıldık mekandan.
İlgilnenler için yine de Kuzguncukta PerihanAbla sokakta bu  dernek diye adres vereyim Üsküdardan Kuzguncuktan geçen herhangi bir otobüse veya minibüse binip Kuzguncuk durağında iniyorsunuz ve caddeden içeriye girdiğinizde soldan ilk sokak derneğin sokağı bu sokak yapısı hiş bozulmadan kalan ender İstanbul sokaklarından biri camlarında kırkyama blokları takılı ilk bina Derneğin sahibesinin evi ilk önce dernek binası da orası imiş ancak sonra iki bina ilerisine taşınmışlar binanın ilk kattında kumaşlar satılıyor üst katında ise ilgilenenlere de ders veriliyor.

Bunlar da aldığım kumaşlar yapacağım ve dayanamayıp hemen başladığım projem bakalım ortaya ne çıkacak Gülten Hoca ortadaki yuvarlaktan bir yerminderi çıkarmamı bekliyor benden ama bakalım ben ne çıkaracağım ortaya.
Blogların kapatılacağı haberini dün akşam bacımdan aldım ancak inanamadım olur mu dedim bu kadar kolay mı blogları kapatmak hem hangi aklı evvel kapattırırdı ki ne isterdi ki biz gariban bloggerlardan.Sabah kalktığımda ise acı gerçeği frendfeedki arkadaşlarımdan öğrendim meğer o aklı evvel digitürkmüş özellikle küçük harfle yazıyorum imla hatası yaptığım sanılmasın neyse efendim bazı kötü niyetli kişiler blogger üzerinden maçları yayınlıyormuş da google birşey yapmıyormuş da muş muş.Eşime blogger kapanmış deyince saniyler içinde opn dns denen birşeyle bloguma kavuşmamı sağladı sağolsun şimdi digitürk yetkililerine sormak lazım adamlar sizin yayının şifresini kırıyor illegal olarak netten yayınlıyor bu opn dnsi bilmiyorlar mıdır şimdi siz bloggerın kapatılması  bu işi çözecek mi sanıyorsunuz gerçekten bu adamlar wordprese geçerse onu da mı kapatacaksınız bunun sonu yok en iyisi biz komple neti kapatalım da digitürk efendi maç yayınları nedeni ile zarar görmesin bir de digitürkün  bu kapattırma kararından sonra acaba üye sayısı tavan yapmış mıdır.