İnstagram hesabımda kahveli-kitaplı-çikolatalı paylaşımlarımdan sonra sık sık duyduğum mazisi daha eskilere dayanan sorunun cevabı için oturdum bu akşam bilgisayarın başına,uzun zamandır yazmak istediğim bir mevzuydu kısmet bugüneymiş hem yazarım hem de içimi dökerim.Kitap okumanın önemi ve faydaları ile ilgili bombardımana tutulduğumuz,okumayan bir toplum haline geldiğimiz söylemlerinin ayyuka çıktığı(aslında haklılar da),okumayanların okuyanlar tarafından eziklendiği (buna da hakları yok bence) bu dönemde yazım umarım içinizi ferahlatır ve size yol gösterici olur.
Kendimi bildim bileli demeyeyim de okumayı bildim bileli çok ama çok sevdim okumayı bir ihtiyaç olarak gördüm hep,okumadan geçen zaman benim için boş geçen zamandı,okumayan insanları anlayamıyordum şimdi kabul ediyorum ki ukalalık ediyormuşum.Çünkü okumayı sevmek bence bir yetenek değil bir lütuf bu yüzden ben çok şanslıyım ve siz de biraz çabayla bu şanslılar kervanına girebilirsiniz biraz çabayla içinizdeki kitap okuma sevgisini ortaya çıkarabilirsiniz.
Yazıma okuma serüvenimi anlatarak başlayayım.Benim ve kardeşlerimin kitap okumasını çok isteyen,bunu desteleyen ve okumayı bütün çocuklarına daha okula başlamadan öğreten bir babanın kızıyım ben(çok şükür).Pendik Çarşı Camisinin altında ki bir kitapçıyla anlaşmıştı ve biz okudukça eskileri geri alıp yenilerinden de ücret almayan bir kitapçıydı bu(bilmiyorum hala duruyor mu orada).Her şey bu kadar güllük gülistanlık değildi zira babam bizi ne kadar destekliyorsa annem de o kadar köstekliyordu;onun gözünde kitap okumak dünyanın en lüzumsuz işiydi bu iş için harcanan zaman boşa geçen zamandı,temizlik ve yemek yapmıyorsan eğer el işi yapmalıydın kitap okumak ne de lüzumsuzdu.Onun o baskıcı tutumundan dolayı okuyabilmek için babamın işten gelmesini bekliyordum çoğunlukla ya da baskı altındaki diğer kitap severlerin yaptığı gibi geceleri gizlice okuyordum.Tatillerde de okumak bir zulümdü benin için zira annemin pek sevgili akrabaları da aynı kafada olduklarından elimde kitap gördükleri zamanlarda hamam böceği görmüş gibi olurlardı ve bunu da bakışlarıyla bana hissettirirlerdi onların gözünden bir farkım yoktu bu böcükten. Ayol evlenme çağına gelmiş bu kız,kitaplarla işi ne?Zaten bir de lise okutuyorsunuz ne ayıp,aman sakın bir hata yapıp da üniversiteye yollamayın mealli tavırlar sergiliyorlardı. Allah'tan babam bu lafları kulak arkası etti ve üniversite hayatım başladı da okuma serüvenim daha da hızlandı.Artık etrafım kitaplarla çevriliydi arkadaşlarım hocalarım kitaplarını paylaşma konusunda çok cömertlerdi ve ben de anfide,sınıfta,tramvayda.trende her yerde okudum da okudum.Seni bırakalım da bize geçelim dediğinizi duyar gibiyim tamam hadi başlayalım kendimce denemenizi istediklerime:
1-Tarzınızı belirleyin: Bence okumanın önündeki en büyük engel ne tür kitaplardan hoşlandığınızı bilmemenizdir. Ben herkes için yazılmış onun ruhuna hitap edecek bir kitap olduğunu düşünüyorum siz henüz onu okumadınız önemli olan bunu bulmak.Tarzınızı bulana kadar da okumalısınız,aramalısınız,denemelisiniz sonrasında isteseniz de okumadan duramayacaksınız.Polisiye mi,ütopik mi,romantik mi acaba hangisi?
2-Bir kitap okuma grubuna katılın: Motive edici güç olmasından dolayı tavsiye ediyorum bu tür grupları okumak zorunda olduğunuzu hissedip hiç olmazsa ayda bir ya da grubunuzun belirlediği süre zarfında bir kitap okumuş olursunuz.Hem tarzınızı belirlemenize de yardım eder bu gruplar.Benim katıldığım gruplardan birinde hiç okumam dediğim kitapları bile bayıla bayıla okumuşluğum var tecrübe konuşuyor yani.Sonrasında okuduğunuz kitap hakkında konuşmak ve fikirlerinizi paylaşmak sohbet muhabbet de işin artısı.
3-Kısa zaman boşluklarını kaçırmayın:Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız saatlerin yetmediğini düşündüğümüz bir dönemdeyiz işin garibi ise teknolojinin sayesinde işlerimiz çabuk bitiyor ama biz yine de zamanın yokluğundan şikayet ediyoruz(aslında bu başka bir yazının konusu olacak bir mevzu).Aslında hem şikayet ediyoruz hem de televizyon karşısında,internette bir sürü boş zaman geçiriyoruz.Bura da çuvaldızı kendime de batırıyorum.Bu koşturmacanın içinde farkında olmadığımız bir sürü boş zamanımız da var aslında,otobüste,küçümenin okuldan çıkmasını beklerken,büyük keçinin spor dersi için beklerken,alışveriş canavarı arkadaşın kıyafetlerini denemesini beklerken uzayıp gider bu liste.Benim boşluğum ise çocukları okula göndermek için kalktığım zamanda,ikisinin evden çıkış zamanlarının arasında upuzun bir yarım saat var dakikada 1 sayfa okuduğumu hesap edersek bu günde en az 20 sayfa eder ortalama bir kitabı da 200 sayfa farz edersek 10 günde 1 kitap biter ayda da 3;az mı? İşte benim en büyük sırrım bu boş vakitleri hiç kaçırmamaya çalışıyorum.
4-Kitap sığacak büyüklükte bir çanta edinin:Neden mi hem alışveriş canavarı arkadaşınızla dışarı çıktığınızda takmanız için hem de bir üst maddedeki listelenmiş boş zamanlarda aaah bir kitap olsaydı yanımda keşke dememek için tabii ki.
5-Müzik listesi yapın:Kitap okurken etrafınızdan soyutlanmanız için önemli bu liste içeriği de önemli aslında bence türkçe sözleri olan şarkılar olmamalı mesela ben dinlerken bir de bakıyorum ki başaka alemlere gitmişim;hatta söz bile olmamalı yabancı dilde olanları da dinlerken acaba ne anlatıyor diye düşünmekten okuyamıyorum,gıy gıy iç bayan müzikler de olamalı kitap okuyayım derken uykunuzun gelmesini istemeyiz.Aslında teknoloji bu işi de çözdü şimdi bir sürü çalma listeleri var okurken,gezerken,yemek yaparken müzik diye onlardan birini dinleyebilirsiniz ;ben
buraya bir örnek liste ekledim sizin için bense genellikle kafe müzikleri veya klasik müzik dinliyorum tercih sizin.