Her Güne Bir Macera



Evet biz şehirden gelmeler için her gün bir macera burada köyde yaşayanlar için rutin olan işler bizim günümüzü maceraya çeviriyor biz de kendi çapımızda eğleniyoruz.Gördüğümüz bir kelebek, uçan bir sinek,yakaladığımız bir çekirge ki bir iki gün besledikten sonra salıverdikgünümüzü maceraya çeviriveriyor kolaylıkla.Gayet sıkıcı geçen bir pazar günün öğleden sonrası salataya kullanacağım ki salata yapmaktan hiç hazetmem sadece ve sadece ev ahalisine şirin gözükmek çabasındaydım neyse uzunlafın kısası soğan almak için depoya gittiğimde kapının zorlanarak açılması sonucu ne oluyor diye etrafıma şaşkın şaşkın bakınırken kapının kenarındaki minicik açıklıktan içeri girmeyi başaran bir yılanın varlığı ile kendime geldim meğer kapının açılmasına engel olan oymuş ve anında ev ahalisini başıma toplayıp onları da yılanla tanış ettim.Böylece komşuları bizi kapınızı kapalı tutun diye uyarmalarının nedenini de anlamış olduk Allahtan sonradan öğrendiğimize göre zehirsiz türüymüş ama varlığı insanı ürpertmeye yetiyor doğrusu.Yaklaşık 1 metre boyundaydı kendisi babamsa yok ya küçükmüş bu yılan demez mi bizim gibi belgeselden belgesele yılan görenler için gayet büyüktü doğrusu.
    Ama bizim macera bununla biter mi macera değil de daha çok kabus diyelim doğrusu evin delikanlıları canım cicim bilgisayarımda film seyrediyorlardı siz yatakta seyretmekten sıkılan camın önüne yere indirin bilgisayarı cam da açık film bitince orada bırakın sonra da yağmur yağsın sağnak şeklinde ve yağan yağmur dolsun odaya ve ohhhh bilgisayar olsun havuz odaya girdiğimde karşılaştığım manzara korkunçtu bilgisayarım ufak çaplı bir gölün içinde kaderine terkedilmiş şekilde bir kurtarıcı bekliyordu ne yapacağımı şaşırdım fotoğraflarım ,arkadaşlarım,bloğum ,sanal da olsa bir dünyam vardı içinde hemen ters çevirdim dedim böyle kal sen bir kaç gün umarım kurtarırız seni 3 gün süren kurutma çalışmalarım sonunda kavuştum bilgisayarıma şükür.Şimdi yeni maceralara açılma zamanı yaşadıkça yazacağım inşallah vakit buldukça tabi....