5. Sahaf Festivali ve Ganimetleri

2 comments


    Beyoğlu Sahaf Festivalindeydik bugün festival beşinci yılında Gezi Parkı'ndaki yerinden taşınmış ve Tepebaşında açılmış.Geçen senenin ulu ağaçlarla kaplı Gezi Parkının püfür püfür havasını bırakıp Tarlabaşına gitmek önce canımı sıkmıştı ama sonrasında arka taraflarda kalan sahaflardan birinin kitaplarını incelerken  karşılaştığım muhtşem İstanbul manzarası beni mestetmeye yetti ama  sorsalar ben oyumu  Gezi Parkından yana kullanırım.
     6-18 Eylül 2011 tarihleri arasında Tepebaşı’nda TRT binası yanındaki festival alanında değerli koleksiyonlar, asırlık kitaplar 12 gün boyunca kitap tutkunlarıyla buluşacak. 5. Sahaf Festivali’ne bu yıl Beyoğlu, Kadıköy, Sarıyer, Ortaköy, Beyazıt ve Şişli başta olmak üzere İstanbul’un birçok ilçesinden ve semtinden toplam 72 sahaf katılacakmış gezerken Fatih Çarşambadan gelen sahafla bile karşılaştık.Edebiyat söyleşilerinin yer alacağı festivalde bir de kitap müzayedesi düzenlenecekmiş cumartesi günü olacağını söyledi sahaflardan biri ben onun yalancısıyım.
  
     Benim en beğendiğim sahaflardan biri burasıydı tarih kokuyordu resmen.







     110 bin kitabın sergilendiği iddia ediliyor bu sene festivalde fiyatlar da geçen seneye göre daha makul çoğu kitap 5 lira hatta bazı sahaflar 3 tane alırsanız 10 lira kampanyası yapmışlar eğer aklınızda herhangi bir kitap varsa bir kaç sahafa fiyat sorun derim zira bir kitap için 10 lira istemişlerdi diğer bir sahafta aynı kitabı 5 liraya aldım.Bunlarda benim ganimetlerim bir eksiğim var 19 y.y. Saray Mutfağı kitabımı bacıma kaptırdım deneyimlemelerimizi paylaşacağız deneyimledikçe....



        Talihsiz Serüvenler Dizisinden bu kitabı Eren için aldıma ama sanırım ondan önce başlayıp okuyacağım filmini seyretmiştim bir zamanlar ve çok beğendim ama hangi serüvenin filmiydi onu hatırlamıyorum ama beğendiğimi hatırlıyorum bakalım okuyunca da beğenecek miyim.
    Paulo Coelhoyo söz söylemeye yorum yapmaya gerek yok zaten diğer kitaplarını okumaktan her zaman kayif aldım bundan da alacağıma eminim.Gelelim son kitaba zati şahanelerinin adını eve gelene kadar Simon ve Berlin Mutfağı olarak biliyordum hatta yolda Alman Mutfağı kusur kalmıştı bir de onu deneriz artık diye düşündüm kendim kendime.O Beril nasıl Berlin oldu hala anlamış değilim ama olsun ha Beril ha Berlin ne farkeder değil mi deneyeceğiz ondaki tarifleri de zamanla bakalım neler çıkaracağız ortaya....
  




2 yorum :

  1. Orada olmayı o kadar çok isterdim... O kokuyu solumak...

    YanıtlaSil
  2. orada gezerken sizler de aklımdaydınız...

    YanıtlaSil